iki çift yeni evlenip
balayına giderken yolları ıssız bir dağdan geçer.hava kapkaranlık o
gece ışık yok,ses yok sadece çiftin arabasının yanan farları ve
arabanın teyibinde çalan garip bir radyo istasyonu eşilik ediyordu
onları.bu sesizlik çiftin balayı heycanı ile sohbetlere dökülüyor ve
mutlu bir şekilde yolda ilerlerlerken birden tekerlek patlıyor.arabayı
bir kenara çekiyor ve genç adam karısına arbada oturmasını,dışarının
soğuk olduğunu söylüyor ve arabada kalmasını tembihliyor.adam o alaca
karanlıkta bagajdan takım aletlerini alarak tekerleği bir gayret ile
değiştirmeye çalışıyor.karısı arabnın içinde yarı uykuya daldığı anda
arabanın üstünde garip darbe sesleri geldiğini farkediyor ama
aldırmıyor.kocasının lastik değiştirdiğini zannetip sesin o bakımdan
çıktığını sanarak uykusuna devam ediyor.
işte o an.işte o dehşet an.
kadın uyandığında sabah olmuş ve arabanın içinde etrafında 2-3 tane polisin olduğunu görmüş.hemen arabadan çıkıp polise sormuş:
-memur bey burda ne oldu neden arabamızın etrafında toplandınız eşim nerde? dedi
polis ise:
-hanımefendi malesef eşinizi kaybettik.dedi
kadın:
-ama nasıl olur eşim arabanın tekerleğini değiştirmek için dışarıya çıktı
polis üzücü bir şekilde anlatarak:
-malesef
kocanız öldü.anlatması çok zor ama yıllardır burada yaşayan bir akıl
hastası(şizofren) bir adam tarafından boğazı kesilerek öldürüldü.ve
arabanızın üstüne çıkıp kocanızın kopmuş kafasını tutarak sert darbeler
ile arabaya vurmuş.
kadın bu olanlara inananamayarak uyumadan önceki arabanın tepesinden gelen darbe sesleri aklına gelmiş ve şok olmuş............